Pancar Şekeri Üreticileri Derneği (PANŞEK) Yönetim Kurulu, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından organize edilen toplantıda, üretimlerinde pancar şekeri kullanan firmaların bir bölümünü temsilen Meşrubatçılar Derneği (MEDER) yöneticileri ile bir araya geldi. Tarım ve Orman Bakanlığı Şeker Dairesi’nden temsilcilerin de katıldığı toplantı, 29 Nisan’da Ankara Crown Plaza Otel’de yapıldı. PANŞEK temsilcileri, özelleştirme sonrası acemilik dönemini atlatan fabrikaların artık sektörün istediği uluslararası sertifikalara uygun, güvenilir şekeri 12 ay 24 saat sağlayabileceğinin altını çizdiler.
Açılışta konuşan TGDF Genel Sekreteri İlknur Menlik, toplantının pancar şekeri üreticileri ile meşrubat sanayicileri arasında diyalog zemini oluşturmak amacıyla organize edildiğini ifade etti. Menlik; gıda sektöründe ülke olarak en rekabetçi olduğumuz kategorilerin şekeri hammadde olarak kullanan kategoriler olduğunu, bu açıdan pancarın çok stratejik bir ürün olduğunu belirtti. Menlik, sektörün gündemindeki konuların Çevre ve Sürdürülebilirlik, Sağlık ve Rekabet olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Obezite ile Mücadele Eylem Planı’nı güncellediğine dikkat çeken Menlik; bazı ülkelerde uygulanan şekerli mamullere ilave vergi konusunun Maliye Bakanlığının gündemine girdiğini, sektörün reklam ve pazarlama konusunda kısıtlamalara maruz kaldığını belirterek, birlikte hareket etmek gerektiğini vurguladı.
PANŞEK üyeleri: “Sanayi şeker tedarikinde sorun yaşamayacak”
Toplantıda derneğin kuruluş süreci hakkında katılımcıları bilgilendiren PANŞEK Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, ülkemizde şeker pancarı üretiminde verimliliği ve kaliteyi artırmayı, sektörde gelişmeyi sağlamak üzere güç birliğini amaçladıklarını söyledi.
Özelleştirme öncesi ve sonrası şeker pancarı ve pancar şekeri üretimine ilişkin bilgiler paylaşan PANŞEK temsilcileri, özelleştirme sonrası acemilik dönemini atlatan fabrikaların artık sektörün istediği uluslararası sertifikalara uygun, güvenilir şekeri 12 ay 24 saat sağlayabileceğinin altını çizdiler. Pancar şekeri üreticisi sanayiciler, Avrupa’da iklim koşulları nedeniyle sulama maliyeti olmadığını, ayrıca gübre ve mazota dolaylı destekler verildiğini, bu sebeplerle de şeker fiyatının ucuz göründüğünü, ülkemizde ise özellikle sulama maliyetinin %33’e kadar çıktığını kaydettiler. Şeker pancarının tarımda önemli bir istihdam alanı olduğunu belirten PANŞEK temsilcileri, pancar arzının kesintiye uğramaması için pancar tarımının cazip hale getirilerek sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini ifade ettiler.
Pancar şekeri üreticileri olarak sanayi ile böyle bir diyalog geliştirmenin önemine vurgu yapan PANŞEK Başkanı Hüseyin Akay, Çin ve Hindistan’da beklenen tüketim artışıyla dünyada şeker ihtiyacının artacağını, bunun için Türkiye’de şeker pancarı üretiminin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Akay, tohum çeşitlerinin Türkiye şartlarına uygun olmadığına, parçalı arazilerde pancar tarımının makineleşmenin önüne geçtiğine dikkat çekerek, pancar tarımının daha büyük ölçekli işletmelerce yapılmasının sağlanması, tohum konusunda kaydedilecek gelişmelerle verimde sağlanacak artışla maliyetlerin düşürülmesi halinde Türkiye’nin şekerde uluslararası platformda rekabet edebilir konuma geleceğini söyledi.
Toplantıda MEDER adına söz alan Murat Aksoy ise PANŞEK’in kurulmuş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, MEDER üyesi firmaların toplam şeker ve türevleri ihtiyacının yıllık 900 bin tona yakın olduğunu, ürünlerinin neredeyse tamamında pancar şekeri kullandıklarını vurguladı. Aksoy “Obezite, sağlık” denilerek, şeker, meşrubat üzerinden yapılacak olası düzenlemelerin pancar şekeri üreticilerini de etkileyeceğini, birlikte aksiyon almak gerektiğini bildirdi.
Toplantıya katılan Netlog Lojistik Temsilcileri de sektör için ürün tedariki konusunda kristal şeker nakliyesi için yaptıkları çalışmaları bir sunumla paylaştılar, “liner bag konteyner” gibi yenilikçi ve düşük maliyetli nakliye sistemleri konusunda bilgi verdiler.
Toplantı sonunda; sağlık konusunda sektörün müdahil olamadığı birtakım kararlarla yanlış adımlar atılmasının sektörün gelişimine engel teşkil edebileceği, bu nedenle toplumun kafasının karıştırılmasına karşı bilim çevreleri de dahil edilerek yol alınabileceği, sektörün bir bütün içinde birbirini destekleyerek, problemler karşısında birlikte mücadele ederek çözüm bulabileceği, böyle olduğu takdirde yurt dışı rekabette adım atılabileceği, kamuda sektörü koruyucu bir anlayışın gelişmesi gerektiği konularında görüş birliğine varıldı.